- su birikintisi
- күлдәвек; күлләвек
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
Türkçe-Tatarca sözlük. 2013.
azmak — 1. is., ğı, hlk. 1) Küçük su birikintisi, gölcük 2) Bataklık 2. nsz, ar 1) Taşkınlıkta ileri gitmek, kötülüğünü artırmak Çocuklar azdı. 2) Deniz, ırmak vb. kabarmak, taşmak Deniz azdı. 3) Yara, hastalık etkili, tehlikeli duruma gelmek Bazılarının … Çağatay Osmanlı Sözlük
dikit — is., min. Mağaralarda tavandan damlayan kireçli suların katılaşmasıyla tabandan yukarıya doğru oluşan kalker birikintisi, stalagmit … Çağatay Osmanlı Sözlük
göl — is., coğ. 1) Oluşması genellikle tektonik, volkanik vb. olaylara bağlı olan, toprakla çevrili, derin ve geniş, tuzlu veya tuzsuz durgun su örtüsü Gölün üstünde güneşin doğuşuna batışına, aylı gecelere doyum olmuyordu. N. Cumalı 2) Yapay su… … Çağatay Osmanlı Sözlük
irkinti — is., hlk. 1) Su birikintisi 2) Ürperme, tiksinti Acaba, başımızdan geçen belalar, çektiğimiz mihnetler ve nihayet rahat, zengin bir memleketin batışını görmüş olmamız bizde, artık dünya hazlarına karşı bir nevi irkinti mi hasıl etmişti? Y. K.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kaklık — is., ğı, hlk. Kaya ve ağaç oyuklarında su birikintisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarkıt — is., min. Mağaraların tavanında aşağıya doğru oluşan, genellikle koni biçiminde kalker birikintisi, damla taş, stalaktit … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatak — is., ğı 1) Uyuma, dinlenme vb. amaçlarla üzerine veya içine yatılan eşya, döşek Sabahleyin onu aynı güzellikte bulacağım ümidiyle yatağımdan fırladım. R. H. Karay 2) Yün, pamuk, kuş tüyü vb. maddelere kılıf geçirerek yapılan şilte 3) Üzerine… … Çağatay Osmanlı Sözlük
âbgîr — (F.) [ ﺮﻴﮕﺑﺁ ] 1. havuz. 2. su birikintisi … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
çulıman — su birikintisi I, 448 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
kak — erik, kaysı gibl meyvelerin kurusu, II, 282; III, 155 kurutulmuş nesne II, 282 göl, kurumuş göl, su birikintisi. I, 179; II, 282. 283; III, 155 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
katlış — katlış; su kollarının kavşıtında olan su birikintisi I, 460 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini